Cumartesi, Ağustos 26
saçım uzar
kuru ten rengimin beyaz yansıması gölgemle karşı karşıya. fallen angel, ciddiliği, ağırlığı ve kuruluğu liseyi hatırlattı. beni. şimdi hiç de öyle değil melekler. siyah beyaz sararmış kanatlı mutluluğun gözyaşlarına hapis kaldığı. çirkin. gerçek değil, yanılmışım o zamanlar. artık biliyorum ki ellerimi ovuşturmam yeterli anlamam için.
Cuma, Ağustos 18
Neler neler

simge'yle joe'nun doğumgünü barbeküsü yaklaşıyo. homemade chocolate birthday cake yapıcam. bir de polaroid fotoğraf makinesi alıcam. bizim bahçede horseshoe oyunu var. belki onu oynarız.
2 gündür tenis oynuyoruz. inanılmaz eğlenceli. hiçbişey bilmiyoruz.
bugün steve'in ve gülden'in doğumgünleri. happy birthday!
Çarşamba, Ağustos 16
doğumgünleri

yarın ablamın doğumgünüüüüü! iyi ki doğdun canım ablam! umarım herşey istediğin gibi olur.
öbür gün steve'in yanılmıyosam. bir de gülden'in. pazar günü joe'nun. ya cumartesi ya da pazartesi günü john'un.
geçen sene bu aralar una'nın baby shower'ı olmuştu. hepberaber ray'in ailesinin evine gitmiştik. hepberaber dediğim ailenin bayan kısmı. jennie vardı, melanie vardı. melanie lorenzo için bebek converse'ler almıştı. lorenzo daha doğmamıştı tabi. geçen seneydi di mi? daha eskiymiş gibi geldi. sonra herkes bize gelmişti başka bi gün, san jose'de. joe ile john'un doğumgününü kutlamak için. ray'in joe'ya aldığı iki tane uzak doğu puzzle'ı gibi 3d birbirine geçirip bir şekilde oturtman gereken süper puzzle'lar herkeste obsesyon yaratmıştı. ilk john çözmüştü, mit mezunu oluyor kendisi.
driving permit'imi yenilettim. soyadım da değişicek yakında gibi bi his var. kıçımı kaldırıp da bi daha redwood city'ye gidersem artık. soyadım redwoodcity olsaydı. stay diye bir film, güzelmiş. 2005 yapımıymış. iyigeceler dicem artık.
Cuma, Ağustos 11
stung

joe'yu arı soktu. ama çok acaip oldu. joe, ben, dinah (annesi) yürüyoduk. tam eve giricekken bir arılar üstümüze atladı ki sormayın. sanki eğitilmiş arıları saldılar üstümüze (?). dinah ile bana bişey olmadı, benim üzerime bile konmadılar (bildiğim kadarıyla!). joe'nunsa sol koluna konmuş, direk sokmuş, joe bunu atmaya çalışmış, gelmiş gene sokmuş (nası oluyosa). soğuk su, sabun, baking soda, soğuk kompres.
dinah ile takılıyoruz bugün. şimdi netruling'le uğraşıcam biraz.
Salı, Ağustos 8
günaydın
anne - *hapşu* ay hapşurdum çok pardon.. ay.. ıı.. yok, neydi?
sez - çok yaşa
anne - hah sen de gör
sez - çok yaşa
anne - hah sen de gör
Pazartesi, Ağustos 7
richmond gecesi kırmızı ayak ojesi
ilk cümlemi kaybettim. ayrıca özgür'ün blog'una koment atamıyorum. siz spy'sınız yazmış, aynen öyle oldu. platonik blogging.
istanbul'a gidince burda yaşasam der oldum. ama çok romantik tabi, 3 hafta dertsiz gezip tozmak. eminim orda yaşasam fikrim değişirdi. ama şimdiden özledim. herkesi de. hiç göremedim. herkes öyle güzel olmuş ki. öyle mutlu oldum ki! ilke için, anıl için, ezgi için, orçun için, ... onlar kendilerini benim gibi görseler benim gibi mutlu olsalar. babamla da çok güzeldi, herşey. mutlu olsun o da.
yanında olamadığım için üzüldüğüm. üzüldüklerim. parçalanabilmek ilk defa güzel olabilirdi.
duygulu yazıyorum tabi. belki daha hafif olabilirdi. çok sevince ya da anlayınca hafiflik demir atıyor. yine yüzüyor, ama bir zincirin ucunda. (nihal miyim ne?)
rafting yaptık saklıkent'te. tabi hiçbir riski olmayan, tek kişi binilen, suyun diz seviyesinde aheste aheste aktığı türden. ama manzaralar ve yeni birşey yapma hissi süper. bir de 4 metreden denize atladık, tekneden. o kendini bıraktığın an kadar güzel birşey yok dünyada. korkup da bıraktığın. çok analojik bir durum üstelik. mantıksız korkuları yenmek için ilham alınabilir pekala.
istanbul'a gidince burda yaşasam der oldum. ama çok romantik tabi, 3 hafta dertsiz gezip tozmak. eminim orda yaşasam fikrim değişirdi. ama şimdiden özledim. herkesi de. hiç göremedim. herkes öyle güzel olmuş ki. öyle mutlu oldum ki! ilke için, anıl için, ezgi için, orçun için, ... onlar kendilerini benim gibi görseler benim gibi mutlu olsalar. babamla da çok güzeldi, herşey. mutlu olsun o da.
yanında olamadığım için üzüldüğüm. üzüldüklerim. parçalanabilmek ilk defa güzel olabilirdi.
duygulu yazıyorum tabi. belki daha hafif olabilirdi. çok sevince ya da anlayınca hafiflik demir atıyor. yine yüzüyor, ama bir zincirin ucunda. (nihal miyim ne?)
rafting yaptık saklıkent'te. tabi hiçbir riski olmayan, tek kişi binilen, suyun diz seviyesinde aheste aheste aktığı türden. ama manzaralar ve yeni birşey yapma hissi süper. bir de 4 metreden denize atladık, tekneden. o kendini bıraktığın an kadar güzel birşey yok dünyada. korkup da bıraktığın. çok analojik bir durum üstelik. mantıksız korkuları yenmek için ilham alınabilir pekala.
Perşembe, Ağustos 3
linkler
aydınlıkla karanlığın sınırı bulutlar gelecekle geçmişin sınırı uçak. türkiyeyi anlatıcam jetlag geçince. bu arada, okuyan varmış yazdıklarımı. hatta çoğullarmış. link isteyenler de oldu, buyrun:
¨ NetRuling → Joe'nun temellerini 1 günde atmış olduğu baya tutan site
¨ 10 Startups, Inc. → Her 10 startup'tan 9'unun başarısız olduğu varsayılarak bir şaka olarak başlamış, sonunda bir danışmanlık takımına dönüşmemize yol açabilecek olan yeni konseptimiz
¨ Introducit → 1 senedir üstünde uğraştığımız ilk gözağrımız
¨ NetRuling Dispute #113 → Annemle NetRuling'e eklediğimiz 'dispute'
¨ Money Disposal Service → Adı üstünde, parasından kurtulmak isteyenler için yaratmış olduğumuz bir servis
*şimdilik bu kadar*
¨ NetRuling → Joe'nun temellerini 1 günde atmış olduğu baya tutan site
¨ 10 Startups, Inc. → Her 10 startup'tan 9'unun başarısız olduğu varsayılarak bir şaka olarak başlamış, sonunda bir danışmanlık takımına dönüşmemize yol açabilecek olan yeni konseptimiz
¨ Introducit → 1 senedir üstünde uğraştığımız ilk gözağrımız
¨ NetRuling Dispute #113 → Annemle NetRuling'e eklediğimiz 'dispute'
¨ Money Disposal Service → Adı üstünde, parasından kurtulmak isteyenler için yaratmış olduğumuz bir servis
*şimdilik bu kadar*
Kaydol:
Yorumlar (Atom)