Çarşamba, Ağustos 24

"Whether in Alaska or Florida or Norway or Siberia, we must protect our fragile coastal ecosystems from the disaster of oil. May the Force be with us!"

goruldugu uzre jedi dini dalga dalga yayilmakta sayin seyirciler.

Salı, Ağustos 23

"And I will show you something different from either
Your shadow at morning striding behind you
Or your shadow at evening rising to meet you;
I will show you fear in a handful of dust."

-T. S. Eliot


Iyi/kotu yok demenin cok guzel geldigi zamanlari hatirliyorum. Bunu soylerken aklimdan gayet zen bir kavram gecerdi. iyi ve kotunun olmamasini isterdim, eger yoksa "iyi"ydi. cunku "gercek" "iyi"ydi. peki ya gercek bu degilse? eger birseylerin "iyi" olmasi gerekiyorsa o zaman "gercek" ne? iyi/kotunun olmadigi bir evren iyi de olamaz kotu de olamaz. bunun var olmasini "istemek" gayet mantiksiz bir tavir olur. ama mantikli bir din gordun mu hic?

determinizm bence budizm'in eksik versiyonu. eksik cunku "sacredness" kavramini yalanlarken kendi kendini tanrilastiriyor determinizm. yani budizm, kendi eksikleri olsa da, determinizmden daha durust bir din. din kelimesinden nefret ediyorum evet, ama bu anlami tasiyan baska bir kelime bilmiyorum. deterministken de din kelimesinden nefret ediyodum, ama kendim birseyleri tanrilastirdigimin farkinda degildim. budizmin eksikleri ise tamamen mutluluga, aciyi dindirmeye yonelmis obsesif bir din olmasi. acinin "kotu" birsey oldugu kararina nasil varildi? mantiksiz evet, din ne de olsa.

insanlarin obsesyonlardan kurtulmasi gerekiyo. kafalarinin icindeki dugumler, binalar, yapilar her an yikilabilir. ama altindan kalkmak cok zor olur. o yuzden dikkatle birer birer saglamlastirmak gerekiyo. bir yapi gerekli evet. bir model gerekli, ama modele inanmamak, sadece model oldugunun farkinda olmak da gerekli. bir nevi herkes ayni seyin pesinde. *dogru modeli bulmak*. ama dogru model diye birsey yok. hepsi ayni "gercek"i sekillendirme, kutulara sokma, anlasilir, konusulur yapma amaci guduyo. bunu farkederse insanlar modellerle olan obsesyonlarindan da kurtulabilir, "gercek"e yakin modeller kurabilir, ama bu modellere simdiki kadar cozulmez bir dugumle baglanmamayi da ogrenebilir. umarim.

Pazar, Ağustos 21

Matchgoddess cikti!

matchgoddess.com'dan bakiniz sign up olunuz! herkese soyleyiniz! programcilik Joe, web dizayn Sez. Beta modundayiz feedback yollarsaniz cok makbule gecer.

Salı, Ağustos 16

"Fantasmagorik bir masal hayvani heyulâsi gibi" -Resat Nuri Guntekin

Pazartesi, Ağustos 15

www.worldcantwait.org

caz festivalinde tutusturuldu elime flyer'lari. "the call" diyorlar. iyi sanslar diyorum.

san jose jazz festival dunyanin en buyuk bedava caz festivaliymis bu arada. salsa stage'i sevdim ben en cok. insanlar salsa yapti joe'yla ben de sacmaladik kafamiza gore. bi de sahnenin birinde elektronika etti adamlar, ilgincti tabi ama ayakta alkislamanin da bokunu cikardi cagimiz. madem zuppelik yapican bari secici bi zuppe ol!

Sarap

Evet, sapar. Sideways'den sonra merlot'ya olan ilgi dusmus. Her giden de bunu sorarmis. "sidewaysden sonra merlot icen kalmadi di mi?" onlar da herkese ilk soranmis gibi cevap verirmis. tabi sikici bir is ama cennette yasayanlara aciyamayiz di mi? Cennette kimlik de sormuyolar.

george'un evinin orda hindiler vardi. kabaramassin kel fatma annen guzel sen cirkin dedim 2 kez kabarir gibi yapti ama sonra yurudu gitti. navarro vineyards'a, george'un zamaninda en sevdigi uzum bagina da gittik. adam ve kiz arkadasi meg de vardi. iyi anlastik mi? herkesin sarap sevmesi yeterli boyle bi durumda.

bulutlu buralar bu aralar. cok guzel, ozlemisim. bi de yagmur yagsa.

Cumartesi, Ağustos 13

Acıot/Black Bryony/Tamus communis L (Dioscoreaceae)

Adaçayı/Sage/Salvia (Lamiaceae)

Ahlat/Wild Pear/Pyrus elaeagnifolia Pallas (Rosaceae)

Alıç/Hawthorn/Crataegus (Rosaceae)
ahlat: wild pear. ayni zamanda "kaba adam, yol iz bilmez kimse."
alıç: hawthorn. hawthorn ingilizcede "hope" anlaminda da geliyomus. kalbe iyi gelirmis. resimler koyucam sonra simdi ogle yemegine gidiyoruz.

Perşembe, Ağustos 11


"Science journalists certainly hold interesting leads, but they must compete with other journalists for print space." -Context-

Guldum buna. Sanki denizdeki midyeden bahsediyo. Dogru ama. Joe'nun buyukbabasi George da gazeteciydi, bilim/teknik. Su lafi cok severdi: "Kopek adami mi isirmis, ilginc... ama asil hikaye ancak adam kopegi isirinca!" (Hani "bi esprisi vardi" misali)

Salı, Ağustos 9

cok hizli oldu green card basvurusu. basvurdugum gunle mulakat gunu arasinda 6 aydan az var. 18 ekimde mulakat. calisma iznim de geldi coktan. bu arada araba kullanmak icin learner's permit de aldim. yanimda joe oldugu surece kullanmama izin verdi kralin oglu.

Pazartesi, Ağustos 8

Okuyorum. Devamli kopuyorum cok komik cumleler kuruyo Tijen Inaltong ama bilgiler guzel. Zaman yok, yavas yavas okuyorum: Aciot, Adacayi, Ahlat, simdilik. Aciot'u bulamadim, Ingilizcesi black bryony imis, kuskonmaz'a benziyo biraz (asparagus). zehirli ve sifali hihi. Adacayi her yerde bulurum! Sage, yemek tarifi tabi. Ahlat da armut gibi bisey ama ingilizce ismini bile bulamadim. yaban armudu iste bildigin. kimse bilmiyo muymus? ben de bilmiyodum.

Salı, Ağustos 2